Mekke Fetihleri ilham verici alıntılar (... Daha)

Gösterilenin zıttı olup, delilin gözlemcisi olan gösterenin, onun içinde olması ve onunla birleşmesi durumunda gösterilenle birlikte olamayacağı, Sizin hakikate dair deliliniz kendiniz ve dünyadır, buyurduğu gibi: "Onlara âyetlerimizi göstereceğiz." Yani, ufuklarda ve nefislerindeki delillerimizi. Ve şöyle buyurdu: "Kendini bilen, Rabbini bilir. "
Seni kendisine hidayet kıldı, böylece seni seninle birleştirdi, eğer seninle birleşmişse seni ondan ayırdı. Sonra Ebu Yezid'e şöyle dedi: Kendini ve Cenab-ı Hakk'ı bırak, bu yüzden sizi sizden ayırdı ki, onunla tanışasınız ve onunla delillere bakana kadar onunla görüşmeyesiniz, sizinle değil, delillere baksanız bile onunla birlik olduğunuzu bilirsiniz. Çünkü o, sizin işitmeniz ve görmenizdir. Dilediğiniz takdirde siz ve o birleşmişsinizdir. Yani dilediğiniz ve arayan kişi hâlâ O'nunla buluşmanın nazarındadır ve o da sizinle birleşir. onun sana olan sevgisi ve bu, elde etme açısından en tuhaf istek koşullarından biridir.
--- (Arapça orijinal metni kontrol edin ...)
--- Mekke Fetihlerinden daha ilham verici alıntılar ...

Kalıcılık, hakikatin dünyayla birleşimi olduğuna göre, varlıkta ve yoklukta birlik kuralı ortadan kalkmamıştır, çünkü yokluğunda mümkün olanda olduğu gibi, mümkün olanda da vardır. O halde biz nerede olursak olalım, Allah bizimledir. Tevhid akledilir ve yoktur, kombinasyon vardır ve akledilirdir ve insanların onlar üzerinde bir derecesi vardır ve bu sadece O'nun varlığı derecesidir. Tevhid, dünyayı yarattığı takdirde kendisine ortak koşacağını bilerek dünyayı yaratandır. Sonra ona birleştirmesini emretti ve O'na kendi fiilinden başka hiçbir şey geri dönmedi. Çünkü O vardı ve hiçbir şey yoktu. Varlıkla vasıflandırılabilecek olan O'nunla birliktedir. Yani varlıktaki dünyayı kendisine şirk koşması nedeniyle şirki ilk uygulayan o olmuştur. Dünya, varoluşta ortak olmaktan başka ne gözlerini açmış, ne de kendisini görmüştür. Onun tevhitten tadı yoktur. Peki o bunu nereden biliyor? Ona, "Tek Yaratıcı senindir" denildiğinde, bu sözü anlamadı, tekrarladı ve vurguladı ve ona, "Bu, senden ge