Mekke Fetihleri ilham verici alıntılar (... Daha)

Tanrı onu mutlu etti çünkü Tanrı onu günahı için ağlamakla, yanlış adımına tanık olmakla ve bunu kitabında görmekle meşguldü ve O, bu pişmanlığın ona Tanrı katında yükselme sağlayacağına şaşırmıştı çünkü O ona iyi bir şey vermemişti. Tövbenin kabul edildiği haberi, çünkü yanlış adımın atıldığından emindi ve Tanrı onu bu günahtan sorumlu tutmasa bile, onu kırılmış ve işlediği şeyden utanmış olarak yargılıyordu. Mutlulukta da mutsuzlukta da, Fes şehrinde sanki fırında servis yapıyormuş gibi depresif görünen bir adamla karşılaştım ve kıdemli şeyhlerden Ebu Abbas El-Hissar'a onun hakkında sorular sordum. Onu, yanında otururken ve onu özlerken gördüm ve bana dedi ki: Bu, bir mevkide olan ve sonra o makamdan düşen bir adamdır, dolayısıyla bu pozisyondaydı ve utangaç ve kırgındı. İnsanların sözlerine sessiz kalması gerekiyordu, ben de onu bu tür ilaçlarla tedavi etmeye devam ettim ve bu tür bir tedaviyle o günahın hastalığını ondan uzaklaştırdım, o beni ruhuyla güçlendirdi, bu yüzden onu
--- (Arapça orijinal metni kontrol edin ...)
--- Mekke Fetihlerinden daha ilham verici alıntılar ...

Ve onların bu konudaki mertebelerini sana bildirdikten ve alimlerin günahı ile grafik alimlerinin ve onları taklit edenlerin sıradan insanların günahını senin için ayırdıktan sonra, bil ki bu, sahih olarak rivayet edilmiştir. Bazılarından şöyle buyurduğunu söyledi: "Halının, yani ibadet halısının üzerine oturun ve gevşemekten sakının." Yani, ibadet hakikatinin kendisine verdiğine sarılın; Efendisi, eğer bunlar olmasaydı, kölesi olduğu kişinin makamı ve statüsü uğruna, onun konumu şımarmayı, gururu ve kibri gerektirirdi, tıpkı bir gün Utbe çocuğunun kibirle kibirlenip kibirlenmesi gibi. Ve gururla kendisine denildi ki: "Daha önce senden bilinmeyen bu dış görünüşünde gördüğümüz bu kibir nedir?" Dedi ki: "O benim efendim olmuşken ben nasıl kibirlenmeyeyim?" ve sen O'nun kölesi oldun.Kölelerin, görev dışında, bu dünyada da şımarıklık görmemeleri ve ahirette nasıl olmaları gerektiği.İşleri bitene kadar efendilerinin emirleriyle meşgul olurlar. Eğer kendilerine iş kalmamışsa, esaretin g